İlahiyat Bilimleri Açısından Şehir

Sosyal bir varlık olarak insan, toplumun bir ferdi olması sebebiyle yaşamış olduğu her mekânda sadece kendisini değil aynı zamanda ailesi ve çevresindeki tüm insanları da düşünmek durumundadır. Hayatının farklı zaman dilimlerinde kişinin yaşamını sürdürdüğü çevreler ve bu süre içerisinde etkileşim halinde olduğu çeşitli faktörler onun pek çok yönünü etkiler ve ona farklı özellikler katar. Farklı nüfus sayısına ve özelliklerine sahip şehirler, bireyler tarafından inşa ve ihya edildiği gibi şehrin tarihî, coğrafî, dinî, sosyal ve kültürel dinamikleri de şehrin insanlarına etki eder. Bu araştırma, şehirlerin ve insanların farklı açılardan birbirlerine karşı olan bağlılığından hareketle “İlahiyat Bilimleri Açısından Şehir” konusunu ele almaktadır.

Bugün yüksek din öğretimi kurumları olan İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerinde Temel İslam Bilimleri, Felsefe ve Din Bilimleri ile İslam Tarihi ve Sanatları olmak üzere üç bölüm bulunmaktadır. Her ne kadar her bir bölümde yer alan anabilim dallarının çalışma alanları farklı gibi düşünülse de bu anabilim dallarının kendi pencerelerinden bazı üst başlıkları disiplinler arası bir yaklaşımla inceleyebilmeleri ve kapsamlı çalışmalar sunabilmeleri mümkündür. Şehir teması da bu üst başlıklardan biridir. Çünkü şehrin tarihi, coğrafyası, medeniyeti, kültürü, yaşamı, inançları, ekonomik yapısı ve gelenekleri gibi özellikleri ilahiyat bilimleri açısından incelenebilecek bir yapıya sahiptir. Şehirler ve ilahiyat bilimleri arasında çok farklı şekillerde ilişkiler kurulabilir. Bu ilişki şehirlerin tarihî ve kültürel yapısına, dinlerin etkisine ve şehirlerdeki dinî kurumların özelliklerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Örneğin bazı tarihî şehirlerin aynı zamanda önemli dinî merkezler olduğu bilinir. Bu şehirlerde ilahiyat, şehrin tarihî dokusuna, kültürüne ve yaşam tarzına derinden etki etmiştir. Bu şehirlerin dini, kültürü, mimarisi, sanatı ve diğer yönleri şehrin sosyal ve kültürel hayatının önemli bir parçası olmuştur. Diğer yandan, modern şehirlerde ilahiyat bilimlerine dair hususların daha az belirgin olduğu söylense de bu hususların şehirlerdeki dinî kurumlar, sosyal hizmet alanları ve toplumsal etkinlikler gibi konularda önemli bir rol oynadığı görülmektedir.

Şehir, insanın tarih boyunca inşa ettiği en büyük medeniyetlerin izini sürdüğü, kültürlerin kucaklaştığı, düşüncelerin şekillendiği ve inançların karşılaştığı bir mekândır. İlahiyat bilimleri, şehrin ve insanın kutsal ile olan ilişkisini anlamaya yönelik derinlemesine bir araştırma ve düşünce alanı sunar. İlahiyat bilimlerinin sunduğu teolojik bakış açısı, şehrin sadece fiziksel yapılardan oluşmadığını, aynı zamanda ruhî ve manevî bir mekân, bir inanç ve kültür hazinesi olduğunu vurgular. İnsanlık tarihi boyunca peygamberlerin şehirlere gönderilmiş olmaları, kutsal kitapların çeşitli şehirlerdeki olaylara atıfta bulunması, ilahiyat bilimlerini şehirlerin dinî ve kültürel önemini anlamaya sevk eder. Bu kitap, tarih boyunca manevî zenginlikleri ve toplumsal dinamikleriyle öne çıkmış bir yerleşim birimi olan şehri ilahiyat bilimleri perspektifinden incelemeyi amaçlamakta ve çeşitli yönlerde dinî yapının şehir hayatındaki tesirlerine temas etmektedir. Umuyoruz ki bu kitap, okuyucularımızın şehrin manevî havasını daha derinden teneffüs etmesine ve bu zengin mirası daha yakından anlamasına vesile olur.

Çalışmamıza bölüm yazarı olarak katkı sunan, tüm yoğunluklarına rağmen bölümlerini büyük bir özveri ve ciddiyetle tamamlayan, eserin belirlenen sürede tamamlanmasına katkı veren ve “Şehir” temasına “İlahiyat Bilimleri” çerçevesinde yaklaşım sergileyen Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinin kıymetli bilim insanları Duran Ali Yıldırım, İrfan Çakıcı, Mesut Can, Talha Fortacı ve Ali Osman Balcı’ya değerli katkıları için teşekkür ederiz. Ayrıca çok daha geniş kitlelere ücretsiz bir şekilde ulaşımının sağlanması için siz okuyucularımızın bu eseri paylaşmasını rica ederiz. Bölümlerin, yazarların sorumluluğu altında olduğunu hatırlatarak birlikte görev yaptığımız hocalarımızla farklı konulara ilahiyat bilimlerinin bakışının işlendiği yeni çalışmalar yapmayı ümit ediyoruz. Böyle bir çalışmanın hazırlanarak okuyucuya ulaşmasında bizleri vesile kılan Mevlâ’ya hamd ederiz.